Görgün ile savunma sanayisi kuruluşlarının genel müdürleri, 22-27 Temmuz tarihlerinde yapılacak 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2025) öncesinde Savunma Sanayi Başkanlığı'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Türkiye'nin, savunma sanayisi alanında ihracat yapan ülkeler içinde 11'inci sırada yer aldığını belirten Görgün, ülkenin kısa sürede ilk 10'da yer alacağını hesapladıklarını söyledi.
Görgün, savunma sanayisi alanında 3 bin 500'ün üzerinde firma olduğunu ve bu firmaların önemli kısmının KOBİ'lerden oluştuğunu aktararak, büyük projelerde yüzlerce, bazen bine yakın firmanın görev aldığını anlattı.
Siper Projesi'nde 700'ün üzerinde firmanın faaliyet gösterdiğini aktaran Görgün, her bir projede yerlileşme ve KOBİ'lerin iş paylarını geliştirme adına ayrı sözleşmeler yaptıklarını bildirdi.
Görgün, Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı'na ilişkin de bilgi vererek, "Özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarımıza daha uygun imkanlarla kredi veriyoruz. Firmaların daha ucuz finansmana erişmesini, böylece savunma sanayi firmalarının gelişmesini önemsiyoruz. Geçen yıl 25 firmaya yaklaşık 25 milyon dolarlık destek verdik." dedi.
Teminat üretemeyen firmalara kefalet imkanı sağlayan program oluşturduklarını belirten Görgün, "Tedarikçilerimizi destekleyecek modeller geliştirdik. 900 firmamız programa başvurdu. Şu ana kadar 5,7 milyar liralık kullanım gerçekleşti. Teminat üretemeyen tedarikçilerimiz bu programlardan faydalanmış. Firmalara yönelik leasing konusunda da yeni açılımlarımız oldu. Bu tür uygulamalara devam edeceğiz." diye konuştu.
Görgün, geçen seneyi 7,1 milyar dolarlık ihracatla tamamladıklarını anımsatarak, "Bu yıl 15 Temmuz'a kadar olan süreçte savunma sanayi ihracatı 4 milyar dolara ulaştı. Geçen sene aynı dönemde bu rakam 3 milyar dolardı. Bu yıl 6,5 aylık sürede yaklaşık yüzde 33 daha fazla şirketlerimiz ihracat yaptı." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni imzalanan savunma sanayi sözleşmelerine ilişkin de bilgi veren Görgün, şöyle devam etti:
"Teslim ettiğiniz miktar kadar yeni sözleşme üretmek de önemli, çünkü burada kullanıcı memnuniyeti ortaya çıkıyor, bu senenin 6,5 ayında şirketlerimiz 6 milyar dolarlık sözleşme imzaladı. Genelde yılın son döneminde savunma sanayisinde mevsimsellik etkisi olur. Rakamlar, bu yılı hem ihracatla hem de yeni sözleşmede geçen yılın üzerinde tamamlayacağımızı gösteriyor."
Görgün, savunma sanayisinde yaklaşık 95 bin çalışan olduğunu bildirerek, "7,1 milyar dolarlık ihracatımızı 95 bine böldüğünüzde yaklaşık 75 bin dolar kişi başı ihracat var. Katma değeri yüksek bir sektör." dedi.
Sektördeki 3 bin 500'ü aşkın şirketin 2 bininin alanında ihracat yaptığını aktaran Görgün, Türkiye'de 54 şehrin savunma sanayisinde ihracat kapasitesi olduğunu kaydetti.
Görgün, sektörde her yıl minimum 5 şirketin dünyadaki ilk 100 savunma sanayi şirketi arasına girdiğine işaret eden Görgün, şirketlerin artık ilk 40'larda 50'lerde yer almaya başladığını söyledi.
Görgün, savunma sanayi şirketlerinin geçen yıl ihracatlarının yaklaşık yüzde 55'ini NATO üyesi ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yaptığına dikkati çekerek, "Türkiye, geliştirdiği teknolojik ürünlerini, savunma sanayinde ürettiği özgün sistemleri, platformları, alt sistemleri, önemli ölçüde ABD ve NATO üyesi ülkelere ihraç etmiş durumda. Bu sene ilk 6 ayda Türkiye ihracatının ilk 5 sırasındaki ülkenin 4'ü Avrupa ülkesi oldu. Dolayısıyla Türkiye, maliyet etkin, yüksek teknolojili ürünü geliştiriyor. Türkiye bu anlamda süper ligde." diye konuştu.
Savunma sanayisinde ürün ihraç etmenin kolay olmadığına dikkati çeken Görgün, silahlı insansız hava araçlarında (SİHA) 2018'den beri dünya pazarının yüzde 65'inin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi.
Görgün, Başkanlık bünyesinde NATO'ya ilişkin bir müdürlük kurduklarını anımsatarak, "Şirketlerimizin, NATO üyesi ülkeler veya NATO alımlarına ilişkin farkındalığını artırmayı ve düzenlenen ihalelerde yer almalarını amaçlıyoruz." ifadesini kullandı.
NATO Liderler Zirvesi'nin gelecek yıl Ankara'da gerçekleştireceğini hatırlatan Görgün, "Orada da Savunma Sanayi Forumu oturumunu Başkanlık olarak biz düzenleyeceğiz. İnşallah daha çok farkındalık oluşturarak şirketlerimizin daha fazla sorumluluk almasını sağlayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Görgün, IDEF kapsamındaki bazı etkinliklerin İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirileceğine işaret ederek, "IDEF'i, yerli ve milli mühendisliğimizin, stratejik kararlılığımızın ve teknolojik öz güvenimizin küresel arenada sahnelenmesi olarak değerlendiriyoruz. Savunma sanayimiz stratejik bir güce dönüştü, bunu uluslararası arenada paylaşıyor olacağız. IDEF, Türkiye'nin bu anlamda yön veren bir aktör olduğunu gösteren bir platform." dedi.
IDEF'in, savunma sanayi sektörünün uluslararası bir buluşma noktası haline geldiğine dikkati çeken Görgün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl daha fazla katılımcının, delegasyonun olacağını, yapılan kayıtlardan, bize verilen geri bildirimlerden görüyoruz. Geçtiğimiz sene 187 heyet, 35 civarı bakan ve bakan yardımcısı katılımı olmuştu. 5 binin üzerinde planlı görüşme, yaklaşık 150 sözleşme ve iyi niyet anlaşması olmuştu. Bu sene rakamların bunların çok üzerinde olacağını öngörüyoruz. İnşallah önümüzdeki hafta fuarımızı, uluslararası teknoloji görünürlüğümüzü birlikte yaşıyor olacağız."
Görgün, bu yıl fuarı 6 güne çıkardıklarını ve ilk 4 günün sadece profesyonellere açık olacağını belirterek, "Son iki gün ise hem profesyonellere hem genç mühendis ve girişimcilere açık olacak. Cumartesi, pazar günleri için yaklaşık 20 bin kişilik kontenjan ayırdık." diye konuştu.
IDEF kapsamında Atatürk Havalimanı'nın da kullanılacağına işaret eden Görgün, IDEF'in, açık ve kapalı alanların kullanılacağı bir fuar olacağını söyledi.
Görgün, fuarın açılış seremonisinin açık alanda yapılacağını bildirerek, şunları kaydetti:
"Açık alanda kara ve hava araçları geçit töreni gösterimi olacak. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla salı günü IDEF'in açılışını yapıyor olacağız. Dinamik bir lansman alanı da oluşturmuş olacağız. Geçtiğimiz yıl 54 ülkeden fuar katılımcısı vardı. Bu sene 96 ülke. Neredeyse iki katı kadar büyüklükte yeni ülke bu fuarda katılımcı olmak istedi. Yaklaşık 70 bin metrekarelik kapalı alan için stant kurulumu gerçekleşiyor. Fuarın, yeni sözleşmeler ve anlaşmalarla bir taraftan kendi ihtiyaçlarımızı karşılarken dost ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayacağımız, sürdürülebilir ilişkiler kuracağımız önemli bir etkinlik olacağını değerlendiriyoruz."
Toplantıda konuşan ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, IDEF'in, Türk savunma sanayisinin yeteneklerini dünyadaki oyuncularla paylaştığı bir gösteri platformu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yakınında yaşanan çatışma ve krizlerin, bazı teknoloji ve sistemleri ön plana çıkardığına işaret eden İkinci, "ROKETSAN olarak artık IDEF'i dünyayı takip eden değil, savunma sanayisinde 'trend belirleyici' olarak görmek istiyoruz. Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın da özellikle üzerinde durmuş olduğu balistik füze, seyir füzeleri, hava savunma ve hava-hava füzelerinin lansmanını yapacağız." ifadelerini kullandı.
İkinci, şirketin ihracatta hızlı büyüme potansiyeli olduğunu ve ürünlerine ciddi talep geldiğini belirterek, IDEF'te Türkiye'nin savunma sanayisini ihracat odaklı büyütme noktasında ciddi imzalar atmayı düşündüklerini bildirdi.
ROKETSAN'ın dünyada kabul görmüş önemli oyunculardan biri olduğunu ve pazar payını artırdığını aktaran İkinci, "AR-GE projelerinden prototip, ilk test aşamasına gelmiş 6 yeni ürünümüzü IDEF'te sergileme ve lansmanını yapma fırsatı bulacağız. Bu 6 yeni ürün, kendi alanlarında çok üst düzey teknolojik özelliklere sahip, dünyadaki benzerlerinden de bu özellikleriyle ön plana çıkacak ürünler olacak." diye konuştu.
HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar da şirketin bu yıl IDEF'te yapay zeka vizyonunu "gelecek hazır" mesajıyla ortaya koyacağını söyledi.
Etkinlikte, bugüne kadar geliştirdikleri yüksek teknolojileri yapay zeka entegrasyonu ile nasıl daha güçlü hale getireceklerini anlatacaklarını belirten Nacar, yeni yapay zeka teknolojisi MAIN'i 'ADVENT Savaş Yönetim Sistemi'ne entegre ettikleri bakım destek asistanına ilişkin sunumları olacağını anlattı.
Nacar, karar destek mekanizmaları ile insanlı ve insansız sistemlerin iştirak edeceği hibrit harekat ortamının da ilgi çekecek gösterimler arasında yer alacağını bildirerek, şunları kaydetti:
"e-Denizcilik alanında gemi navigasyon sistemimizi ilk defa IDEF'te sergiliyor olacağız. IDEF'te bir başka yenilik de simülatör alanında olacak. Yeni nesil VR gözlüklerinin ve büyük ekranların kullanıldığı ALTAY tankı simülatörü de yer alacak. İnsansız hava, kara ve deniz araçlarıyla hayata geçirdiğimiz dijital birlik konsepti bağlamında BAHA, BARKAN ve SANCAR ürünlerimizin mock-up'larını ve dijital harekat senaryosunu sunuyor olacağız. İnsansız hava aracı BAHA'nın elektronik harp sahasında kullanım konsepti de ilk kez gösterimini yapacağımız ve büyük ilgi çekeceğini düşündüğümüz bir deneyim sunacak."
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz de Türk savunma sanayisinin son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin sadece bölgesinde değil küresel ölçekte de adından söz ettiren ülke konumuna yükseldiğini söyledi.
IDEF'in, yetkinlikleri sergilemek ve ihracatta yeni kanallar açabilmek için eşsiz bir ortam sağladığını belirten Güleryüz, taktik insansız hava aracı (İHA) sistemlerinde TSK'ya teslimatlara devam ettiklerini ve 15 ülkeye ihracatın gerçekleştiğini bildirdi.
Güleryüz, etkinliğe iyi şekilde hazırlandıklarını aktararak, "Şu ana kadar en yüksek sayıda platform ve ürünü sunduğumuz IDEF olacak. IDEF'te oldukça fazla sayıda yeni ürünün tanıtımı yapılacak. Deniz alanında milli hücumbotumuzun maketi ilk kez STM tarafından sergileniyor olacak." ifadelerini kullandı.
Söz konusu projeyle Türkiye'nin kendi hücumbotunu tasarlama ve hayata geçirme kabiliyetine kavuştuğuna dikkati çeken Güleryüz, sergilenecek diğer ürünlere ilişkin şu bilgileri verdi:
"Taktik İHA alanında ilk defa sergilenecek ürünler arasında KarguFPV dronumuz var. BOYGA-B adını verdiğimiz birden fazla mühimmat taşıyan taktik İHA sistemimizi yine IDEF'te ilk kez sergiliyor olacağız. TUNGA adını verdiğimiz akıllı mühimmatımız var, testleri SSB ile gerçekleştirdik. Bunu da ilk kez sunuyor olacağız."
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, fuarda yer almaktan dolayı gurur duyduklarını, IDEF'in adeta yıl boyunca hazırlandıkları bir düğün olduğunu söyledi.
Bütün çalışmaları vitrine çıkarmak için hazırlıklarını tamamladıklarını aktaran Akyol, "Ülkemize, milletimize layık şekilde orada olacağız. Biz güçlü bir takımız. Kaptanlığını Savunma Sanayii Başkanlığının yaptığı bu takımın ASELSAN en önemli oyuncularından biri. Bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutlayan firmamızın küresel şirket olma vizyonuyla gerçekleştirdiği çalışmaları IDEF'te bir kez daha dünyaya göstereceğiz." ifadelerini kullandı.
Akyol, fuarda sergilemeyi planladıkları ürünlere ilişkin bilgi vererek, bundan sonraki yolculuklarının artık Türkiye'de yapılamayanı yapmak değil, dünyada yapılamayanı yapmak olduğunu bildirdi.
Bu kapsamda da ihracat odaklı büyümeyi şirketin ve sektörün en önemli konusu olarak gördüklerine dikkati çeken Akyol, "Bu açıdan IDEF'i dünya ile buluşma noktası olarak değerlendiriyoruz. Burada küresel iş birliklerimiz olacak. Bu ihracat stratejilerimiz çerçevesinde geçtiğimiz yıl 30 ürünü ilk defa ihracat yapma imkanına kavuşmuştuk. İhracat yaptığımız ülke sayısını 93'e ulaştırmayı başarmıştık ve yeni iş birlikleri ve çalışmalarla bunu da arttıracağımızı umuyorum." diye konuştu.
Akyol, 2025 itibarıyla ASELSAN'ın dünyanın borsaya açık en değerli 20 şirketinden biri olduğunu, firmanın küresel çapta marka olan bir şirket haline geldiğini vurguladı.
IDEF'e geniş ürün portföyüyle katılacaklarını bildiren Akyol, şunları kaydetti:
"Fuarda üç lansman programı gerçekleştireceğiz. Fuarın birinci gününde oyun değiştirici yeni nesil harp sistemlerini devletimizin ilgili unsurlarının katılımıyla tanıtacağız. İkinci gün 'Mavi Vatan'ın Yeni Koruyucuları' isimli lansmanımız olacak. Yine burada üç ürünümüzü ilk defa tanıtma imkanı bulacağız. Üçüncü gün ise 'Gök Vatan'ın Yeni Yıldızları' ismiyle törenimiz olacak. Bunların dışında da 20'ye yakın uluslararası ve yurt içi iş birliği ve imza törenleri olacak. Özellikle uluslararası iş birliklerini öne çıkardığımız, yurt içinde de yeni yetenek kazanacak, yeni teknolojileri bize kazandıracak iş birliği anlaşmalarını imzalayacağız."
Fuarda katmanlı hava savunma mimarisi Çelik Kubbe bileşenlerini de sergileyeceklerini belirten Akyol, projenin devletin çelik iradesini yansıtan önemli bir gösterge olarak yerini alacağına dikkati çekti.
Akyol, fuarda elektronik harp, yeni nesil dron engelleme sistemleri gibi birçok ürünü de sergileyeceklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda ilk defa IDEF'in güvenliğinde de ASELSAN'ın kameraları yer alacak. Fuarda, özellikle 10 milyon doların üzerinde ihracat yapmayı başarmış tedarikçilerimize de ödül törenimiz olacak. Millileştirme faaliyetlerini de bu vesileyle IDEF gündemine taşımış olacağız. Bununla birlikte altı iştirakimiz de ASELSAN'la birlikte IDEF'te oyun değiştirici çözümleriyle yer alacaklar. Biz artık küresel sahnede Türkiye'nin teknoloji devini küresel bir teknoloji devine çevirmek için kararlılıkla çalışıyoruz. Bununla birlikte Milli Teknoloji Hamlemizin kalbinin atacağı IDEF 2025'in ülkemiz için de çok büyük iş birliklerine kapı aralayacağını temenni ediyorum."
TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu da dört alanda IDEF'te yer alacaklarını, burada GÖKBEY, HÜRKUŞ ve HÜRJET gibi önemli projeleri sergileyeceklerini söyledi.
AKSUNGUR ile 10 tonluk sınıfta olan yeni helikopterin de lansmanını yapacaklarını aktaran Demiroğlu, "Bu helikopteri yangın söndürme faaliyetleri başta olmak üzere silahlı kuvvetlerimizin önümüzdeki 10-15 yıllık süreç içerisinde yenilemek durumunda kalacağı bütün platformlar için hazırlıyoruz. Aynı zamanda taktik İHA'lar sınıfında olan ürünlerimizi de sergileyeceğiz." bilgilerini verdi.
Demiroğlu, diğer ürünlere ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"TUSAŞ'ı yabancı heyetlere havacılığın süpermarketi olarak tanımlıyoruz. Helikopter isterseniz hem ATAK hem de GÖKBEY var. İHA isterseniz hem küçük, orta boyları ve büyük boy AKSUNGUR var. 5. nesil uçağımız KAAN var. Eğitim uçaklarımız, HÜRKUŞ, HÜRJET, modernizasyon projelerimiz, ticari alanda yürüttüğümüz faaliyetlerimiz var. Dolayısıyla havacılık adına ne ararsanız var diyorum. İki tane HÜRJET uçuş yapacak. Aynı zamanda envantere sunduğumuz ATAK T70 helikopterimiz ve özellikle GÖKBEY gösteri uçuşu gerçekleştirecek. Bunun yanında bir dönemdir beklenen birkaç anlaşmayı da orada imzalayacağız."
Savunma sanayi alanında Türkiye'nin son yıllarda ne kadar büyük bir başarıya sahip olduğunun tüm dünyaya kanıtlandığını vurgulayan Demiroğlu, artık "bunu yapabilir miyiz" sorusunun geçmişte kaldığını dile getirdi.
Demiroğlu, bugün 5. nesil savaş uçağı, SİHA, uçak gemisi, tank, füze, elektronik harp, radar, motor gibi birçok ürünün Türkiye'de yapıldığına işaret ederek, "Geçtiğimiz ay hem TUSAŞ için hem de Türkiye için çok önemli bir anlaşmaya imza attık. Onunla ilgili çalışmalarımız süratle devam ediyor. Bir ay içerisinde nihai hale getirip artık çalışmalarımıza resmi olarak başlayacağız. HÜRJET'in de yine benzer çalışmaları devam ediyor. Bunlarla ilgili haberleri daha sonra paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
ASFAT Genel Müdürü Mustafa İlbaş da savunma sanayinin sadece güvenlik teminatı değil aynı zamanda kalkınma hamlesi olduğuna, firmalarının sadece ürün değil, çözüm ve güven ihraç eden bir kuruma dönüştüğüne dikkati çekti.
İDEF'i Türkiye'nin savunma sanayisinin bir vitrini olarak gördüklerini belirten İlbaş, gemi inşasından modernizasyon çözümlerine, havacılıktan kara sistemlerine kadar geniş bir yelpazede geliştirdikleri ürün ve kabiliyetlerini fuarda göstereceklerini açıkladı.
İlbaş, firma olarak İDEF'te çok sayıda satış, tedarik, temsilcilik için iş birliği anlaşması imzalayacaklarını bildirerek, şunları kaydetti:
"Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında 'Türkiye Yüzyılı' vizyonuyla adım atarken, savunma sanayimizin yerli ve milli karakterini daha da güçlendirmek en temel önceliğimizdir. ASFAT olarak biz yalnızca bugünü değil geleceği de inşa ediyoruz. Fabrikalarımız, tersanelerimiz, teknolojik altyapımız ve nitelikli insan gücümüzle Türkiye'nin sanayileşme hedeflerinde öncü bir rol üstlendiğimizi düşünüyoruz. Türkiye Yüzyılı sadece bir hedef değil, bir iddianın, bir kararlılığın adıdır. Biz de bu iddianın taşıyıcısı, bu kararlılığın uygulayıcısı olmaktan gurur duyuyoruz."